Son dönemde Türkiye’deki yerel yönetimler ve çeşitli kamu kurumları tarafından gündeme getirilen 'Yerinde Dönüşüm' projesi, kentsel dönüşüm çalışmalarının önemli bir parçası haline geldi. Bu proje, afet riski taşıyan ya da yetersiz bulunan yapıların, mevcut alan içinde yenilenmesine olanak tanırken, aynı zamanda şehirlerin modern bir yapıya kavuşmasını da hedefliyor. Ancak, yerinde dönüşüm uygulamaları ile ilgili sürecin devam edip etmeyeceğine dair belirsizlikler ve tartışmalar, konunun daha fazla gündeme gelmesine sebep oldu. Özellikle son dönemde yapılan açıklamalar ve kamuoyunda yer alan çeşitli ifadeler, yerinde dönüşüm sürecinin uzatılıp uzatılmayacağına dair birçok soruyu beraberinde getirdi.
Yerinde Dönüşüm, kentsel dönüşüm projeleri içerisinde yer alan ve mevcut yapıların yıkılıp yeniden inşa edilmesi ile değil, mevcut alanın içinde yapılan yenileme çalışmalarını kapsayan bir uygulamadır. Bu süreç, hem yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesini hem de çevre koşullarının iyileştirilmesini hedefler. Proje kapsamındaki binalar genellikle eski, bakımsız ya da deprem riski taşıyan yapılar olmaktadır. Yerinde dönüşüm ile, mevcut yapıların yerinde restore edilmesi, yenilenmesi ya da güçlendirilmesi sağlanır. Böylelikle, insanların taşınmasını gerektirmeden, komşuluk ilişkilerinin devamı sağlanır ve şehirlerin kimliği korunur.
Yerinde dönüşüm projesinin geçmişine baktığımızda, Türkiye’de özellikle büyük şehirlerde bu uygulamanın hayata geçirildiğini görebiliyoruz. Ancak sorunlu alanların belirlenmesi, mülk sahipleriyle yapılan müzakereler ve yerel yönetimlerin bu sürece dair atacağı adımlar, zamanla çeşitli engellerle karşılaşabiliyor. İşte bu noktada projenin uzatılıp uzatılmayacağı, sosyal medya ve basında sıkça gündeme gelmektedir. Belediyeler, çoğu zaman yerinde dönüşüm sürecinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savunmakta ve gerekli izinlerin yenilenmesini talep etmektedir.
2023 yılı itibarıyla yürütülen yerinde dönüşüm projelerinin büyük çoğunluğunda birçok mülk sahibi, karşılaştıkları zorluklar nedeniyle sürecin hızlandırılmasını istemektedir. Bunun yanı sıra, muhalefet partileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, projenin sağlıklı yürütülmediği ve topyekun bir planlama olmadan adımlar atıldığı konusunda eleştirilerde bulunmaktadır. Bu eleştiriler, yerinde dönüşümün geleceği hakkında belirsizlik yaratan bir ortam oluşturdur. Bununla birlikte, bazı yerel yönetimler, mevcut yapılanmalarda yenilikçi yaklaşımlar benimseyerek bu süreci hızlandırma çabasında bulunsalar da tüm bu gelişmelerin hangi noktaya varacağı merak konusudur.
Yerinde Dönüşüm projesi, ülkemizde devam eden tartışmaların yoğunluğuna rağmen, vatandaşlar tarafından yoğun bir şekilde desteklenmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden biri, kentsel dönüşüm uygulamalarının getirdiği yeniliklerin yanı sıra, insanların sahip olduğu mülklerini kaybetmeden yenilikçiliği ve modernizmi benimsemesidir. Kurumlar, bu süreçle ilgili daha fazla bilgilendirme ve şeffaflık sağlanması ile vatandaşların endişelerini gidermeyi amaçlamaktadır. Bilgilendirme toplantıları, seminerler ve sosyal medyada yürütülen kampanyalar aracılığıyla, toplumun bilgilendirilmesi hedeflenmektedir.
Gelecek dönemde, yerinde dönüşüm projesinin kapsamının genişleyip genişlemeyeceği, uzatmaların olup olmayacağı ve yeni düzenlemelerin hayata geçirilip geçirilmeyeceği konusunda net bir bilgi bulunmamakla beraber, süreç devam ettikçe yeni gelişmelerin yaşanacağı kaçınılmazdır. Yerel yönetimlerin bu konudaki açıklamaları, proje ile ilgili belirsizliklerin en aza indirilmesine yardımcı olacaktır. Uzatılan süreler ve gerçekleşen dönüşümler, hem şehirlerin hem de vatandaşların geleceği açısından son derece önemlidir. Yerinde dönüşümden beklenen faydaların tamamının hayata geçirilmesi için tüm paydaşların birlikte hareket etmesi gerekmektedir.
Özetle, yerinde dönüşüm projesinin uzatılması veya kapsamının genişletilmesi, Türkiye’nin kentsel dönüşüm politikalarının önemli bir parçası olacak gibi görünmektedir. Sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda belirsizlikler sürerken, aynı zamanda vatandaşların ve yerel yönetimlerin yaşadığı deneyimler, bu projelerin geleceği açısından belirleyici unsurlar olmaya devam edecektir. Projenin başarıyla sonuçlanması, şehirlerin modernizasyonunu ve vatandaşların yaşam standartlarının iyileştirilmesini sağlamak adına büyük bir fırsat sunmaktadır.