Eski ABD Başkanı Donald Trump, yeniden yükselen Orta Doğu gerilimleri nedeniyle savaş kabinesi oluşturdu. Bu hamle, İran'a yönelik olası bir askeri harekatın gündemde olup olmadığına dair spekülasyonları artırdı. Trump, yakın çevresinde özellikle askeri tecrübeye sahip isimlerden bir kabine oluşturarak, İran’a karşı izlenecek strateji konusunda hazırlık yapıldığını sinyalleri verdi. Bu durum, uluslararası toplumda büyük yankı uyandırırken, Orta Doğu’daki mevcut dengelerin yeniden bozulabileceği endişelerini beraberinde getirdi.
Trump’ın kurduğu savaş kabinesi, eski savunma bakanları, üst düzey askeri danışmanlar ve Orta Doğu politikaları konusunda uzman isimlerden oluşuyor. Bu durum, Trump’ın İran’la süregelen gerginliği daha fazla tırmandırabileceği yönünde yorumlanıyor. Geçmişte Trump yönetimi, İran ile olan gerilimi artıran bir dizi adım atmış ve bu durum, bölgedeki istikrarsızlığı daha da körüklemişti. Şimdi ise yeni bir askeri harekat olasılığı, bölgesel tansiyonun tekrar yükselmesine neden olabilir.
Beyaz Saray’dan yapılan resmi açıklamalarda, bu yeni kabinenin bir askeri harekat planı hazırlığı için mi yoksa diplomatik baskı ve müzakere sürecini desteklemek için mi kurulduğu konusunda kesin bir bilgi verilmedi. Ancak, Trump’ın İran’ı “düşmanca tutumlarına” son vermeye zorlamak adına her seçeneğin masada olduğunu sıkça vurgulaması, askeri bir hamle olasılığını da güçlü tutuyor. Özellikle Körfez’de yaşanan son gelişmeler, petrol tankerlerine yönelik saldırılar ve ABD çıkarlarına yönelik tehditler, Trump'ın yeni ekibiyle birlikte askeri seçeneği ciddi bir şekilde değerlendirdiği yönündeki iddiaları destekliyor.
Uluslararası toplum ise bu gelişmeyi yakından takip ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) yetkilileri, ABD ve İran arasındaki gerilimin yeniden tırmanmasından duydukları endişeyi dile getirerek tarafları itidale çağırdı. İran, Trump’ın savaş kabinesi kurmasıyla ilgili olarak, bu hamleyi "ABD'nin saldırgan politikalarının bir parçası" olarak değerlendirdi ve uluslararası hukuka aykırı bir eylemin ağır sonuçları olacağı uyarısında bulundu. Tahran yönetimi, kendi topraklarına yönelik bir saldırının anında karşılık bulacağını belirtti.
Uzmanlar, Trump'ın bu adımının, İran üzerindeki baskıyı artırarak onları nükleer anlaşma konusunda daha sert müzakerelere zorlamayı amaçlayabileceğini ifade ediyor. Ancak, böyle bir askeri harekatın sadece ABD-İran ilişkilerini değil, tüm bölgeyi etkileyebilecek geniş çaplı bir çatışmaya yol açabileceği ve küresel güvenliği tehdit edebileceği uyarısında bulunuluyor. Orta Doğu’da gerilimin tırmanması, petrol fiyatlarının yükselmesine ve dünya genelinde ekonomik belirsizliklerin artmasına neden olabilir.
Trump’ın savaş kabinesi kurması ve İran’a karşı olası askeri seçenekleri değerlendirmesi, önümüzdeki dönemde küresel siyasi ve ekonomik dengeleri ciddi şekilde etkileyebilir. Bu durum, uluslararası diplomasiye olan ihtiyacın altını bir kez daha çiziyor ve bölgede barışın sağlanması için çok taraflı bir çözüm gerekliliğini vurguluyor.