Sivas, 2023 yılı Ekim ayında beklenmedik bir sarsıntıya tanıklık etti. Akşam saatlerinde meydana gelen 3.2 büyüklüğündeki deprem, hem yerel hem de çevre bölgelerde hissedildi. Ekiplerin alarm durumuna geçtiği sırada, vatandaşlar evlerini terk ederek güvenli alanlara yöneldi. Deprem sonucu meydana gelen hasar ya da yaralanma durumlarıyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak bu durum, Sivas’ı bir kez daha depremlerle anılan bir bölge olarak gündeme getirdi.
Depremin merkez üssü, Sivas’ın kırsal bir bölgesinde kaydedildi. Kandilli Rasathanesi, depremin saat 19:45’te meydana geldiğini ve derinliğinin 10 kilometre olduğunu açıkladı. Etrafta yaşayan birçok kişi, sarsıntının hemen ardından karşılaştıkları durumları sosyal medya üzerinden paylaştı. Çeşitli videolarla birlikte, bazı binalarda olumsuz etkilere yol açabilecek çatlakların oluştuğuna dair görüntüler paylaşıldı. Ancak, resmi kurumlar tarafından yapılan açıklamalarda herhangi bir yapısal hasarın olmadığı belirtildi. Buna rağmen, vatandaşlar arasında oluşan endişe, sosyal medyada geniş yankı buldu. “Bir daha yaşanır mı?” korkusu, pek çok kişi tarafından dile getirildi. Son yıllarda Türkiye’nin pek çok yerinde meydana gelen depremler, toplumsal bilinci artırırken, Sivas’ta da benzer tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Uzmanlar, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve bu nedenle özellikle deprem riski yüksek bölgelerde yaşayanların hazırlıklı olmaları gerektiğinin altını çiziyor. Sivas, tarihi ve kültürel mirasıyla öne çıkmasının yanı sıra, birçok doğal afet riski barındıran bir lokasyona sahip. Bu bağlamda, yerel yönetimler ve afet yönetim kurumları, halkın bilinçlenmesi için çeşitli seminerler düzenlemekte ve acil durum planlarının öneminin vurgulandığı eğitimler vermektedir. Depremzedelerle dayanışmak ve toplumsal bilinci artırmak amacıyla birçok sivil toplum kuruluşu, faydalı projeler hayata geçirmektedir. Depremin ardından alınması gereken tedbirler arasında, binaların depreme dayanıklılığına dair düzenli denetimlerin yapılması ve vatandaşların afet anında nasıl davranmaları gerektiği konusunda eğitimler verilmesi yer almaktadır.
Sonuç olarak, Sivas'ta gerçekleşen bu sarsıntı, sadece bir doğal olay değil; aynı zamanda toplumun, depremler karşısındaki hazırlığını ve dayanıklılığını sorgulamasına neden olan bir durum olarak kayıtlara geçti. Geçmişte yaşanan büyük depremler, gündemde kalmaya devam ederken, bu tür olayların halkın hazırlık seviyesini arttırması ve gelecekte yaşanabilecek olumsuz sonuçların önüne geçilmesi açısından önemli olduğu unutulmamalıdır. Deprem sonrası yaşanan panik, aslında bize bu konuda daha iyisini yapmak için bir fırsat sunmaktadır. Her zaman için göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli faktör; afet konularında halkın bilgilendirilmesi ve toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesidir.