İstanbul, 2023 yılının Ekim ayında yaşanan depremin ardından, şehirdeki yapıların dayanıklılığını bir kez daha sorgulattı. Özellikle merkezde bulunan bir bina, depremin etkisiyle çöktü ve bu durum hem sakinleri hem de çevredekileri büyük bir korkuya sürükledi. Olay anında bina içinde kimlerin olduğu, kaç kişinin yaralandığı gibi sorular akıllarda yer ederken, bu korkunç olayın detayları ise şehrin inşaat standartlarını ve deprem hazır olma durumunu sorgulamaya itti.
23 Ekim saat 15:30 civarında, İstanbul’un Kadıköy ilçesinde meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremin ardından, Eyüp Sultan Mahallesi’nde bir bina aniden çökmeye başladı. Çevredeki vatandaşlar büyük bir gürültüyle birlikte paniklemeye başladılar. Olay yerinde bulunan bazı insanlar, hemen yardımcı olmaya çalıştılar. Çöken binanın etrafında toplanan kalabalık, itfaiye ve sağlık ekiplerinin hızlıca olay yerine gelmesini bekledi. Yetkililer, derhal kurtarma çalışmaları başlatarak, enkaz altında kalanların kurtarılması için kapsamlı bir seferberlik başlattı.
Bina çöktüğünde içeride kaç kişinin olduğuna dair henüz net bir bilgi bulunmamaktaydı. İlk kurtarıcı ekipler, içinde kimlerin bulunduğunu öğrenmek için hızla binanın etrafında araştırma yaparken, enkaz kaldırma ekipleri de hızlıca çalışmalara başladılar. Olayın olduğu anda yaralı sayısının artmaması için çevredeki insanlara güvenli alanlara çekilmeleri yönünde uyarılarda bulunuldu.
İstanbul’da yaşanan bu çökme olayı, sadece o anki can kaybı veya yaralı sayısı ile sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Uzmanlar, şehirdeki binaların ve yapıların depreme ne kadar dayanıklı olduğuna dair endişelerini dile getirdiler. Marmara Bölgesi’nin deprem riski taşıyan bir bölge olması nedeniyle bu olay, yapıların standartlarına ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi. Kentin birçok yerinde 1999 depreminden önce inşa edilen çok sayıda bina, bu tür olaylarla karşılaşma riski taşıyor.
Yetkililer ve uzmanlar, İstanbul'un eski yapılarının güçlendirilmesi gerektiğini savunarak, bu tür çökmelerin önüne geçebilmek adına hızlı bir şekilde harekete geçilmesi gerektiğini ifade ettiler. İstanbul'daki mevcut yapıların depreme dayanıklılıklarının gözden geçirilmesi ve gerekirse yenilenmesi veya güçlendirilmesi için de yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi elzem.
Şu an için enkazdan kurtarma çalışmaları devam ederken, gözler olayın ardındaki öncelikli sebeplere çevrildi. Uzmanlar, depremin büyüklüğü ve tarzının, binanın yapısal dayanıklılığı üzerindeki etkisinin sorgulanması gerektiğini belirttiler. Bu tür olaylar, İstanbul'un bir depreme ne kadar hazırlıklı olduğu ve inşaat sektörünün ne kadar yeterli olduğuna dair ciddi bir sorgulama sürecine yol açabilir.
Olayla ilgili olarak İstanbul Valiliği ve AFAD henüz resmi bir açıklama yapmamış olsalar da, kazanın ardından yapılan gözlemler ve gelişmeler doğrultusunda konunun araştırılacağı; bina sahibi veya inşaat firması hakkında yasal süreçlerin başlatılacağı biliniyor. İstanbul’un bu tür sorunlarla karşılaşmaması için, yerel yönetimlerin ve vatandaşların artık daha dikkatli ve bilinçli davranmaları elzem hale geldi.
Sonuç olarak, İstanbul’da meydana gelen bina çökmesi, sadece o anki kazayla sınırlı kalmayıp, şehrin genel yapılaşma politikalarının ve deprem dirençli yaşam alanlarının oluşturulmasının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına sadece inşaat tekniklerinin değil, aynı zamanda toplumsal bilincin de artırılması gerekmekte.