Küresel ekonomideki belirsizlikler ve artan jeopolitik gerilimler, dünya ekonomisinin parçalanma riskiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, dünya ticaretindeki dengesizliklerin, ekonomik bloklar arasında bölünmelere yol açabileceği ve bunun küresel büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle ticaret savaşları, enerji krizleri ve dijital dönüşüm gibi faktörler, dünya ekonomisinin tek parça bir yapıda kalmasını zorlaştırıyor.
Gelişmiş ülkeler ile gelişen ekonomiler arasındaki eşitsizlik, uluslararası ticaretin yeniden şekillendirilmesi, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, ekonomik ayrışmayı hızlandırabilir. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Avrupa Birliği arasındaki ekonomik rekabet, her geçen gün daha belirgin hale gelirken, bu durum, farklı ekonomik güçlerin kendi ekonomik alanlarını oluşturma çabalarını artırıyor. Bu bağlamda, ekonomik yaptırımlar ve ticaret engelleri de dünya ekonomisinde parçalanmayı tetikleyen unsurlar arasında yer alıyor.
Özellikle enerji sektöründe yaşanan krizler ve hammadde fiyatlarındaki artış, düşük gelirli ülkeleri daha da kırılgan hale getirirken, gelişmiş ülkeler de alternatif enerji kaynaklarına yöneliyor. Bu da küresel işbirliğinin zayıflamasına ve ekonomik blokların güçlenmesine neden olabilir.
Küresel ekonominin bu yeni parçalanma süreci, yalnızca ticareti etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda finansal sistemlerde de ciddi değişikliklere yol açacak. Uzmanlar, bu gelişmelerin uzun vadede daha fazla ekonomik eşitsizlik yaratabileceği ve küresel büyümeyi yavaşlatabileceği uyarısında bulunuyor.