Türkiye'nin kırsal kesimlerinde nesilden nesile aktarılan zanaat ve el sanatları, kültürel mirasımızın önemli bir parçasını temsil ediyor. 74 yaşındaki Mehmet Yılmaz, tam 66 yıl önce babasından devraldığı ahşap oymacılığı zanaatini sürdürerek bu geleneği yaşatıyor. Uzun yıllar boyunca birçok ustalık tecrübesi kazanan Yılmaz, şimdi bu değerli bilgileri oğluna aktararak, ailenin geleneğini sürdürmeyi amaçlıyor.
Mehmet Yılmaz, henüz çocuk yaşta babasıyla birlikte atölyede vakit geçirerek ahşap oymacılığına adım attı. İşinde ustalaşmasının temelini, babasının öğrettiği titizlik ve sanata olan sevgi oluşturdu. Yılmaz, "Babamdan öğrendiklerim benim için bir hazine. O, her zaman işini en iyi şekilde yapmamı istedi ve bu felsefe benim de yol göstericim oldu," diyor. Kendi alanında tanınan bir ustaya dönüşen Yılmaz, yıllar içinde birçok farklı teknik geliştirerek mesleğini daha da ileri taşıdı. Yerel pazarlarda satılan kültürel ürünlerden hediyelik eşyalara kadar geniş bir yelpazede eserler veren Yılmaz, her bir ahşap parçasında kendi hikayesini anlatıyor.
Şimdi, Yılmaz'ın oğlu Ahmet, babasının izinden giderek bu geleneği sürdürmeye hazırlanıyor. Yılmaz, "Oğlum, hem öğrenmek istiyor hem de bu güzel mesleği daha da ileriye taşımak adına tutkusu var. Ona bu bilgileri aktarmak benim için büyük bir mutluluk," ifadelerini kullanıyor. Aile işini devam ettirme kararı, sadece bir meslek aktarımı değil, aynı zamanda kültürel mirası korumak adına bir görev olarak da değerlendiriliyor. Yılmaz ailesi, yerel topluluğun bu geleneği yaşatmasını sağlamak için çeşitli atölye çalışmaları ve sergi etkinlikleri düzenliyor. Yılmaz, oğlu ile birlikte yeni nesil zanaatçılara da ilham vermek istiyor.
Geçtiğimiz günlerde, Yılmaz ve oğlu, eski usul ahşap oymacılığı tekniklerini sergilediği bir etkinlikte yer aldı. Katılımcılar, ustaların elinden çıkan eserleri yakından inceleme fırsatı buldu ve uygulamalı atölye çalışmaları ile bu sanatın inceliklerine dair bilgiler edindi. Yılmaz, "Gençlerin bu işte yer alması beni çok mutlu ediyor. Geleneksel zanaatlarımızı yaşatmak, bizim sorumluluğumuz. Oğlum sayesinde bu geleneğin daha da büyüyeceğine inanıyorum," şeklinde düşüncelerini paylaşıyor.
Sonuç olarak, 74 yaşında olan Mehmet Yılmaz, sadece bir zanaatkar değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın taşıyıcısı. 66 yıl süren meslek hayatı, gelecek nesillere aktarılmak üzere sınırsız bir bilgi ve deneyim hazinesi oluşturdu. Bu sürecin bir parçası olan oğlu Ahmet ise, babasının izinden giderek hem kendi yeteneklerini geliştirme hem de bu muazzam kültürel mirası gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğuna sahip. Yılmaz ailesinin hikayesi, el sanatlarının ve zanaatın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor; çünkü her bir ahşap parçası, sadece bir nesne değil, aynı zamanda kültürümüzün ve tarihimizin bir parçası.